AK Partili Elitaş cebindeki fişi çıkardı: Araştırmak, incelemek lazım
24 TV’nin sevilen programı Arafta Sorular’ın bu haftaki konuğu AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş oldu. Star yazarı Esra Elönü’nün gündem ve hayata dair sorularını cevaplayan Elitaş, AK Parti’nin hedefinin insanların mutluluğu ve Türkiye’nin bekası olduğunu söyledi.
Piyasalarla ilgili açıklamalarda bulunan Elitaş, önceki dönemlerde uygulanan fahiş fiyatları hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
Biz bunların maksimim zamlandığı dönemleri de yaşadık. Doğal şartlarla iklim koşullarıyla üretim miktarının veya nakliyenin, sevkiyatın belirli olduğu ürünlerin fiyatları konusunda bir şey tahmin edebilmeniz mümkün değildir. Bunu farklı şeylerle değerlendirebilmeniz lazım.
Enflasyon ile hayat pahalılığı farklı bir kavram.
Bir hedef olmadan dava olmaz. Hedef nedir? Bizim hedefimiz siyaset olarak baktığımızda; İnsanların mutluluğudur, Türkiye’nin hak ettiği seviyeye gelmesidir, ülkemizin bekasıdır.
Dava inanmak demek. Bir hedef olmadan dava olmaz. Bir hedef belirlersiniz ve o hedefe gitmek için yol haritası seçersiniz. Yol haritası çizersiniz bu sizin davanızdır. Yoldaki arkadaşlarınız dava arkadaşlarınızdır. Hedef nedir? Bizim hedefimiz siyaset olarak baktığımızda; İnsanların mutluluğudur, Türkiye’nin hak ettiği seviyeye gelmesidir, ülkemizin bekasıdır. Şuan Türkiye’nin terör ile mücadelesi konusunda gayret göstermemizdir.
Empati yapmayı çok severim. Milletvekili olduğunuz andan itibaren çok çeşitli talepler geliyor. İsteklerin bazıları; hiç olmayacak şeyler, bazıları da kızdıracak şeyler. Ama diyorsunuz ki; karşıdaki kişi ben olsaydım ne yapardım?
Empati yapmayı çok severim. Milletvekili olduğunuz andan itibaren çok çeşitli talepler geliyor. İsteklerin bazıları; hiç olmayacak şeyler, bazıları da kızdıracak şeyler. Ama diyorsunuz ki; karşıdaki kişi ben olsaydım ne yapardım? Bazen ben şurada müdür olmak istiyorum diye gelenler var. Ben de o zaman kendi iş yerim olsa nerede konumlandırırım diye düşünerek empati kuruyorum. İşin doğası gerektiğinde hayır diyebilmek.
Son zamanlarda kolay para kazanılacak yerler çıkmaya başladı. Kolay para kazanılan yerler de kolay kaybedilir. Çünkü bir anda gelir bir anda gider. Zor kazanılan şeyler de zor kaybedilir.
Son zamanlarda kolay para kazanılacak yerler çıkmaya başladı. Kolay para kazanılan yerler de kolay kaybedilir. Çünkü bir anda gelir bir anda gider. Zor kazanılan şeyler de zor kaybedilir. Çünkü onun temelini çok iyi örüyorsunuz. Ticaret hayatında bilemediğimiz olağanüstü olaylar olabilir. Temeli iyi yaparsanız batması da zor olur.
2008’de başlayan ABD’deki kriz (Mortgage Krizi) dünyaya yansırken Cumhurbaşkanımız o dönem biz bu krizi teğet geçeceğiz dedi. Ve biz dünyada krizi teğet geçiren nadir ülkelerden birisi olduk.
Üst noktada bir denge oluştuğunda 1994 yılında halı altına süpürülen işler 2001 yılına kadar devam etti. 2001 yılında sistem çöktü. O yıldan bu tarafa gelirken Türkiye’nin kendi içsel dinamiklerinden dolayı ortaya çıkan herhangi bir sorun yaşamadık. 2008’de başlayan ABD’deki kriz (Mortgage Krizi) dünyaya yansırken Cumhurbaşkanımız o dönem biz bu krizi teğet geçeceğiz dedi. Ve biz dünyada krizi teğet geçiren nadir ülkelerden birisi olduk. Arkasından 2016 yılında 15 Temmuz sürecine, 17-25 Aralık yargı operasyonu ve pandemi ile birlikte gelen sorunlara rağmen Türkiye çok kuvvetli bir şekilde atlattı.
2008’de başlayan ABD’deki kriz (Mortgage Krizi) dünyaya yansırken Cumhurbaşkanımız o dönem biz bu krizi teğet geçeceğiz dedi. Ve biz dünyada krizi teğet geçiren nadir ülkelerden birisi olduk.
1991 seçimlerinde Türkiye kaosla tanışmaya başladı.Kim ne veriyorsa 5 fazlası diye çıkarak olaylar bu yönde ilerledi.
2008’de başlayan ABD’deki kriz (Mortgage Krizi) dünyaya yansırken Cumhurbaşkanımız o dönem biz bu krizi teğet geçeceğiz dedi. Ve biz dünyada krizi teğet geçiren nadir ülkelerden birisi olduk. Arkasından pandemi ile birlikte gelen süreç, 15 Temmuz süreçlere rağmen Türkiye bunları çok kuvvetli bir şekilde geçti.
Şunu görmemiz lazım: Dünyada bir sıkıntı var, bizde de bir sıkıntı var; dünya bunu aşmaya çalışıyor, biz de bunu aşmaya çalışıyoruz. Dünya bunu aşarken daha çok bedel ödüyor, biz daha az bedelle bunu aşmaya çalıyoruz.
Vatandaşa sen bilmiyorsun ben biliyorum ifadesi doğru değil. Şunu görmemiz lazım: Dünyada bir sıkıntı var, bizde de bir sıkıntı var; dünya bunu aşmaya çalışıyor, biz de bunu aşmaya çalışıyoruz. Dünya bunu aşarken daha çok bedel ödüyor, biz daha az bedelle bunu aşmaya çalışıyoruz.
Biz çok iyiyiz dediğiniz takdirde kimse inanmaz size. İyi korunmayı bilmemiz lazım. Ülke olarak dışardaki ayazı bilip vatandaşı uyarmamız lazım. Uyarmadığımız zaman vatandaş bizim yanlış yaptığımızı zaten söyleyecektir. Çok dikkatli ve hassas olmamız gerekiyor.
İP’Lİ TÜRKKAN’IN ŞEHİT AĞABEYİNE KÜFRÜ
Vatandaş o andaki psikolojisi içerisinde göstereceği reflekslere katlanabilmek en önemli iş. Çünkü biz milletvekiliyiz, onların vekiliyiz. Orada küfür insanlığa sığan bir hadise değildir.
2009 yılında bir şehit cenazesi için Kayseri’ye gittik. Taner Yıldız Bey o zaman bakandı. Cenazeden çıktık şehitliğe kadar yürüdük. O sırada bir vatandaş Taner Yıldız’a yumruk attı. Bu tamamen yanlış. O vatandaş o andaki psikolojisi içerisinde göstereceği reflekslere katlanabilmek en önemli iş. Çünkü biz milletvekiliyiz, onların vekiliyiz. Orada küfür insanlığa sığan bir hadise değildir.