Bakan Yanık ‘Kuruluştan Bugüne İl Kadın Kolları Başkanları Vefa Programı’nda kadına yönelik şiddete ilişkin sunum yaptı
Yanık, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığınca parti genel merkezinde düzenlenen “Kuruluştan Bugüne İl Kadın Kolları Başkanları Vefa Programı”nda kadına yönelik şiddete ilişkin sunum yaptı.
Kadına yönelik şiddeti genel şiddet türlerinden ayıran başkaca dinamikler olduğunu belirten Yanık, dinamikleri farklı olduğu için mücadele etme biçimi, önleme biçimi ya da sonuçlarını ortadan kaldırma, telafi etme, rehabilite etme biçiminin de diğer şiddet türlerinden ayrı olduğunu söyledi.
Bu konunun son zamanlarda çok tartışılmaya başlandığına işaret eden Yanık, şöyle konuştu:
“Biz 20 yıldır AK Parti iktidarı olarak şiddetin her türlüsüyle her türlü hak yoksunluğuyla kadın, erkek, çocuk hepsiyle ayrı ayrı mücadele ediyoruz ama her birinin dinamiğini doğru anlayarak, doğru tespit ederek, doğru tahlil ederek ve sonuçta da doğru çözüm yöntemleri bularak, kadın tartışmalarını bir parça bu anlamda tıkayan ve adeta değersizleştiren bir yaklaşım biçimini, buna özellikle kadın kollarımızın saha çalışmalarında çok dikkat etmesi gerektiğini düşünüyorum. Türk siyasetinde kadın hareketini, kadının varlığını sadece siyasetle değil siyasetle başlayan ve sonraki süreçte ekonomik hayatta, sosyal hayatta eğitim hayatında, iş hayatında bütün noktalarda kadınların varlığını teslim eden hareket AK Parti siyasetidir. Kadınların Türkiye sosyolojisi içerisindeki yerini teslim eden hareket AK Parti siyasetidir. Bugün tersini söyleyenlere bakmayın, bugün tersini iddia eden muhalefet söylemlerine bakmayın.”
Kadına yönelik şiddetin nedenlerinin dört ana başlıkta toparlanabileceğini aktaran Yanık, bunların toplumsal ve sosyal nedenler, çevresel sebepler, kişilerarası sebepler ve bireysel sebepler olduğunu söyledi.
– “HER 5 KADINDAN BİRİSİNİN SON 12 AYLIK DÖNEMDE ŞİDDETE MARUZ KALDIĞI ORTAYA ÇIKMIŞ”
Bakan Yanık, dünya genelinde 15 yaşından büyük, yaklaşık her 3 kadından birinin hayatının herhangi bir döneminde fiziksel ve cinsel şiddetin birine ya da her ikisine birden maruz kaldığına işaret etti.
15 yaşından büyük yaklaşık her 5 kadından birinin son 12 aylık dönemde yine şiddete maruz kaldığını bildiren Yanık, “Yani her 5 kadından birisinin son 12 aylık dönemde de şiddete maruz kaldığı ortaya çıkmış. Eşi veya birlikte olduğu kişinin şiddetine maruz kalma riski, yaş ilerledikçe azalmaktadır. En büyük risk altında olan grubu 15-29 yaş aralığındaki kişiler oluşturmaktadır.” dedi.
Türkiye’deki kadına yönelik şiddet verileri üzerinden, sürekli iktidarı itham eden bir anlayışın var olduğunu aktaran Yanık, şöyle devam etti:
“Soran, sorgulayanın eyvallah başımızın üstünde yeri var. Bizi iyileştirmek, bizi bir otokontrol mekanizması geliştirmek için uyaran, hesap soran her türlü siyaset argümantasyonuna sonuna kadar açığız ama gerçeği eğip bükerek, adeta şiddetin çokluğu üzerinden toplumsal bir aşağılık kompleksi geliştirmeye kadar götüren bir dil var. Buna karşılık şunu çok açık yüreklilikle söylüyorum, tek bir insan, tek bir kadın, tek bir çocuk şiddete maruz kalmasın diye çabamızı sürdürüyoruz, sürdüreceğiz.”
Yanık, “Dünya ortalamasında düşük sıradayız, aman ne güzel” gibi cümlelerle yetinecek durumda olmadıklarını belirterek, “Dünya ölçeğindeki sıralamalara bakarsak, Türkiye’nin 20 yıldır verdiği mücadele kıymetli bir mücadele ve semerelerini de oranlarda, istatistiklerde görüyoruz. Kadına yönelik şiddet oranı anlamında da kadın cinayetleri noktasında da ülkemizdeki veriler dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinden daha iyi noktadadır.” dedi.
“Son zamanlarda bazen kendi tabanımız diyebileceğimiz çevrelerden, bazen farklı gruplardan kadına yönelik şiddetle mücadele çalışmalarının çok hafife alındığı, hatta bazen manipüle edildiğini görüyoruz.” diyen Yanık, “Dünyaya eğer kadına yönelik şiddet noktasında bir manifesto sunulacaksa bir söz söylenecekse bir esaslı gerçek teklif sunulacaksa onun yeri bu topraklardır, Türkiye topraklarıdır. Bizim tarihimiz, bizim inancımız, bizim kültürümüz, kadına yönelik şiddetle mücadele noktasındaki bütün parametreleri veriyor, yeter ki bunlara sahip çıkalım.” diye konuştu.
– “SOSYAL HİZMET MERKEZLERİMİZİ 2022 SONU İTİBARIYLA 400’E ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ”
Türkiye’de kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarları vakalarında da faillerin genellikle en yakınlar olduğunu dile getiren Yanık, “Aile, yakınlarımız, akrabalarımız bizim için çok kıymetli fakat maalesef bu tür vakalarda yine en önemli tehdit de en yakınlarımızdan geliyor.” dedi.
6284 sayılı Kanun’un kamuoyunda çok tartışıldığını aktaran Yanık, “6284 sayılı Kanun’un kuruluş mantığında 2 temel hareket noktası var. Bir, şiddetin olmasını önlemek. Adı üstünde, önleyici kararları bu yüzden veriyor. Tedbir kararları da olmuş bir vaka var sonrasında mağduru koruyan ve onun için birtakım uygulama pratiklerini geliştiren kararlar. Önleyici ve koruyucu tedbir kararları dediğimiz hususlar bunlar.” bilgisini verdi.
Türkiye’de önleyici ve koruyucu tedbir kararlarına ilişkin verileri paylaşan Yanık, önleyici karar sayısının 2021 ocak-eylül arasında 213 bin 401, koruyucu karar sayısının 55 bin 598, toplam karar sayısının 268 bin 999 olduğunu söyledi.
Şu anda Türkiye genelinde 374 sosyal hizmet merkezi olduğunu belirten Yanık, bu merkezlerin sayısını 2022 sonu itibarıyla 400’e çıkarmayı hedeflediklerini dile getirdi.