İktisatçı Prof. Dr. Serap Durusoy, iktisatta endüstrinin inşaattan fazla yer bulması için işletmelere finansman kolaylığının sağlanması gerektiğini söz etti.
Yüksek enflasyon ve çift hanelere ulaşan işsizlikle birlikte ülke iktisadında yaşanan kriz derinleşiyor. Atılan adımların karşılığı alınamazken, çıkış için “ne yapılacak” soruları da çoğalıyor. İktisattaki gelişmelere dair SÖZCÜ’ye açıklamalarda bulunan İktisatçı Prof. Dr. Serap Durusoy, üretimin kıymetine işaret etti.
Durusoy, “Ülkemiz açısından değerlendirdiğimizde sadece üretim artışı değil, üretim yapısının yenilenmesi ve endüstrileşme için toplum tertibini oluşturan çeşitli kurumsal yapıların ve toplumsal ilgileri dönüştüren karmaşık sürecin de âlâ yönetilmesi gerekir. Zira üretim ve endüstrileşme, içinde yaşadığımız toplumsal şartlardan ve politik güç münasebetlerinden başka düşünülemez. Türkiye aslında 1980 sonrasında öncü bölüm seçme tercihini imalat bölümü istikametinde yapmayıp katma kıymeti daha düşük olan lakin büyümeyi süratli bir halde yükselten inşaattan yana kullandı” dedi.
ÖN PLANA ÇIKARILMALI
Bu noktada endüstrinin öncü olması gerektiğini söz eden Durusoy, gerçek bölümün finansman sıkıntısının olduğunu, endüstrinin ön plana çıkarılabilmesi için öncelikle bu sorunun çözülmesi gerektiğini kaydetti. Firma yapıları olarak gerçek kesimde mikro ve küçük ölçekli şirketlerin yüklü olduğunu anlatan Durusoy, bunların gelişebilmesi için finansmanın epeyce kıymetli olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Serap Durusoy
Faiz artışları olumsuz yansır
Türkiye’de gerçek dalın yüksek dış finansman ihtiyacı, yüksek kaldıraç oranları, döviz riskleri ve yüksek maliyet nedeniyle kırılgan bir yapıya sahip olduğunu anlatan Prof. Dr. Serap Durusoy, ABD Merkez Bankası başta olmak üzere yapılan faiz artışlarının da Türkiye’ye olumsuz yansıyacağını kaydetti. Durusoy, “Faiz artışlarına bağlı olarak kurların artması ithalatımızın yüzde 70’i hammaddeden oluştuğu için maliyet enflasyonun daha da yükselmesine neden olacaktır” diye konuştu.
Politika başarısızlıkla sonuçlandı zıt dolarizasyonun olması çok zor
Düşük kur, cari fazla, yüksek büyüme ve düşük enflasyon siyasetinin başarısızlıkla sonuçlandığını söyleyen İktisatçı Prof. Dr. Serap Durusoy, dövize olan talebi azaltmanın ve liralaşma olarak kavramlaştırılan karşıt dolarizasyonun gerçekleşmesinin de güç olduğunu belirtti. Durusoy, “Şirketlerin yurt dışı finansal kuruluşlara ve bankalara olan borçlarını ödemeleri için döviz biriktirme zorunlulukları, ihracatçıların girdi alımı için dövize olan talepleri ve Hazine’nin de döviz cinsinden borçlanması nedeniyle karşıt dolarizasyonun gerçekleşmesi zor” dedi.