Almanya’daki Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü’nden Alissa Mittnik ve grubu tarafından yapılan çalışma, daha evvel biyolojik akraba olduğu düşünülen kimi Pompeii kurbanlarının aslında birbirleriyle akrabalık bağı taşımadığını ortaya koydu.
Mittnik, bir vakitler anne, baba ve iki çocuktan oluşan bir aile olarak yorumlanan kalıntılardaki dört bireyin aslında hepsinin erkek olduğunu ve biyolojik olarak birbirleriyle bağları olmadığını belirtti. Bu durum, Pompeii halkına dair bilinen öykülerin yine sorgulanmasına neden oldu.
Yıllardır anne ile çocuğun son anlarını simgeleyen öteki bir ikili kalıntıda ise bilim insanları, bu figürlerin annelik ilgisi olmadığını ve en az birinin erkek olduğunu tespit etti. Bu bulgular, Pompeiili kurbanların hayatlarına dair bilinen anlatıların değiştirilmesi gerektiğini gösteriyor.
Çalışmada, Harvard Üniversitesi ve Floransa Üniversitesi’nden araştırmacılar da vazife aldı. Araştırmacılar, küllerin altında kalan iskelet kalıntılarından DNA örnekleri toplayarak kurbanların cinsiyetleri ve soyları hakkında bilgi edindi. Ayrıyeten, Pompeiililerin genetik yapıları Doğu Akdeniz kökenli olarak belirlendi, bu da Roma İmparatorluğu’nun geniş coğrafyasında çeşitli halkların hareketliliğini ve kültürel çeşitliliğini gözler önüne serdi.
Bilim insanları, birinci sefer 2022’de Pompeii’de bir kurbanın genomunu muvaffakiyetle sıralamış ve eski DNA kalıntılarını inceleme ihtimalini keşfetmişti. Bu son çalışma ise DNA tahlillerinin arkeolojik bulgulara nasıl yeni bir bakış açısı kazandırabileceğini gösterdi. Mittnik, “Bu bilimsel sonuçlar, bu insanların kimliklerini ve son anlarında birbirleriyle nasıl bir bağlantı içinde olduklarını yine düşünmemizi sağlıyor,” diyerek DNA tahlillerinin ehemmiyetine vurgu yaptı.